Prysmian Sirocco kablo ailesi ile 50 yıldan fazla kullanım sunuyor

Optik kabloların uzun yıllardır kullanıldığı ve fiber teknolojisinin sürekli olarak geliştiği günümüzde, telekomünikasyon ağlarının dayanıklılığı oldukça önemli. Enerji dönüşümü ve dijital dönüşümde lider olan Prysmian, bu kapsamda Sirocco^HD ve Sirocco ^EXTREME kablolarının 50 yıldan uzun bir ömre sahip olduğunu kanıtlamak için uzun vadeli yaşlanma testleri gerçekleştirdi.

Endüstri lideri Prysmian, telekomünikasyon ağlarının dayanıklılığını sağlamak amacıyla optik fiberlerin korunmasıyla ilgili uzun vadeli testlerin sonuçlarını duyurdu. Yapılan testler, Prysmian’ın Sirocco^HD ve Sirocco ^EXTREME microduct kablolarının en az 50 yıllık kablo ömrünü kuru ve ıslak yaşlanma koşullarında başarıyla simüle ettiğini ortaya koydu. Sirocco kablo ailesi üzerinde titizlikle gerçekleştirilen uzun vadeli yaşlanma testleri ile operatörlere 50 yılı aşkın süre yaşam döngüsü yapabildiğini kanıtlayan Prysmian, uzun ömürlü bir kullanım sağladığını doğrulamış oldu. Yapılan testlerin sonuçları, optik fiberin inceltilmesi ile kablo performansı ve malzeme özelliklerinin değişmeden kaldığını, ayrıca yeni üretilen kablolar için belirlenen endüstri spesifikasyonlarının da karşılanabileceğini gösteriyor.

Prysmian Dijital Çözümler Küresel Ar-Ge Başkan Yardımcısı Ian Griffiths konuyla ilgili, “Prysmian Sirocco HD ve Extreme kabloları son derece sürdürülebilir ve verimli çözümler olarak bilinmektedir. Ekstra kompakt boyutları ve yoğun fiber yoğunlukları sayesinde, kolayca dağıtılabilir, sınırlı kanal alanından en iyi şekilde yararlanır, daha az hammadde gerektirir ve taşıma maliyetlerini azaltır. Optik fiber ve malzemelerin optimize edilmesi, titiz testlerin sonuçlarıyla birlikte, Sirocco kablolarının beklenen ömrü 50 yıldan fazladır ve bu süre içinde performansta hiçbir kayıp yaşanmaz.” dedi.

Prysmian Dijital Çözümler Başkan Yardımcısı Frederick Persson, “Bu testlerin tamamlanmasıyla birlikte, operatörlerin, ağlarının yaşam döngüsü analizini çok daha uzun bir süre boyunca gerçekleştirebilmeleri mümkün hale geldi. Bu durum atık oluşumunu en aza indirgemeye ve daha sürdürülebilir bir kaynak yönetimi yaklaşımını teşvik etmeye katkıda bulunurken, geleceğin uzun ömürlü ve yüksek performanslı ağlarını oluşturmak için de oldukça kritik bir adımdır” diyerek konuya dair değerlendirmelerini paylaştı.