“Value for Sustainability” zirvesinin ilk yarısı gerçekleşti, yeşil binaların değer avantajına dikkat çekildi
Bina ve inşaat süreçlerinin tüm dünyada toplam karbon emisyonunun %40’ından fazlasını oluşturduğu farkındalığıyla, “Value for Sustainability – Yarınlar Sürdürülebilirlikle Değerli” zirvesinin ilk yarısı birbirinden değerli oturumlarla gerçekleşti. İstanbul’daki LEED Sertifikalı Ofis Projeleri’nin araştırıldığı ve sonuçları açıklanan Yeşil Binalar Araştırma Raporu, yeşil binaların işletme giderlerinin geleneksel yapılara göre %25 daha az olduğunu tespit etti.
Gayrimenkul, taşıt, makine ve ekipman gibi tüm maddi duran varlıkların değerlemesini yapan, aynı zamanda gayrimenkul geliştirme ve yatırım danışmanlığı hizmetleri de sunan Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş.’nin, gayrimenkul sektöründe sürdürülebilir uygulamaların değer bazında sağladığı önemli katkıya dikkat çektiği “Value for Sustainability – Yarınlar Sürdürülebilirlikle Değerli” zirvesinin ilk yarısı birbirinden kıymetli konukların katıldığı oturumlarla tamamlandı.
Alkaş, GYODER, Ecobuild ve Altensis desteğiyle Mandarin Oriental Bosphorus’ta düzenlenen “Value for Sustainability – Yarınlar Sürdürülebilirlikle Değerli” başlıklı zirve, Digital Network Alkaş (DNA) aracılığıyla kapalı devre olarak canlı yayınlandı.
Sürdürülebilir Binalar Zorunluluk Haline Geldi
Bu yıl ilki düzenlenen zirve, Denge Değerleme Yönetim Kurulu Başkanı Baki Budakoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Simla Budakoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı.
“Sürdürülebilir Binalar ve Yeni Değer Kavramı” başlıklı ilk oturumda; Dünya Gazetesi Finans Şefi Birol Bozkurt yönetiminde, Yeşil Bina ve Şehircilik Uzmanı Murat Doğru ve ESG Turkey® Danışmanlık Genel Müdürü Dr. Cenk Türker’in konuşmaları yer aldı.
Yeşil Bina ve Şehircilik Uzmanı Murat Doğru, dünyada karbon emisyonunun büyük bir kısmını binaların oluşturduğuna dikkat çekerek “Dünya, enerji verimli bina ve yeşil bina aşamalarını geçti. Artık sıfır enerjili bina ruhsatı alınmaya başlandı. Türkiye henüz enerji verimli bina aşamasında. Öte yandan günümüzde sürdürülebilir binalar tercih olmaktan çıktı zorunluluk haline geldi.” şeklinde konuştu. ESG Turkey® Danışmanlık Genel Müdürü Dr. Cenk Türker de inşaat sektörünün büyük planlar yapılması gereken bir alan olduğunu işaret ederek “50 yıl boyunca kullanacağımız bir ürünü daha vizyoner ve geleceğin ihtiyaçlarını tasarlayan şekilde yapmamız lazım. Bunu başarabildiğimizi düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Gayrimenkul Sektörünün Sertifikalandırılmasında ESG Skoru” adlı günün ikinci oturumunda konuşan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Neşecan Çekici, şehir yönetimini yaşayan organizmalar olarak ele aldıklarını belirterek “Teknoloji, tasarım, tabiat ve toplumu odak noktası olarak belirledik. Şehirler binalardan ibaret değil, yaşam sistemi, nefes alma noktası.” dedi. Dünyanın büyük bir riskle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken PwC Türkiye Denetim Hizmetleri Şirketleri Ortağı Evren Sezer de “Dünya Ekonomi Forumu’nun Ocak 2024’te yayınladığı raporda karşı karşıya kalacağımız en büyük risk İklim Değişikliği olarak gözüküyor. Rapora göre iklim değişikliği riskinin artması, diğer risklerin ise 5 yıl içerisinde azalması bekleniyor.” ifadeleriyle yirmi birinci yüz yılın güncel kriz gündemine dikkat çekti.
İkinci oturumun ardından “Karmaşa Yönetimi ve Liderlik Stratejisi” hakkındaki konuşmasıyla sahne alan Liderlik ve Yönetim Düşünürü Fazıl Oral; pandemiyle birlikte her geçen yıl risklerin arttığı, sorunların olağanlaştığı iş dünyasında şirketlerin nasıl bir yol izlemesi gerektiğine ilişkin sunumunda dünyada liderlik tarzının değiştiği ve şirketlerin de bu doğrultuda politikalarını güncellemeleri gerektiğine değindi.
Yeşil Binalar ve Sürdürülebilir Stratejiler Masaya Yatırıldı
Kurumların gayrimenkul projelerinde yeşil bina uygulamaları, yatırım stratejilerinde sürdürülebilirlik ve yarattığı sonuçları oluşturma konularının Av. Nihal Mashaki moderatörlüğünde ele alındığı “Sürdürülebilir Yatırım Stratejileri, Kurumsal Projeler ve Hedefler” adlı üçüncü oturumda konuşan Esas Gayrimenkul Operasyon Direktörü Nevzat Yavan, farkındalığın eylemle tamamlanmasının önemine işaret etti ve “Altında ekonomik modeli olmayan herhangi bir sürdürülebilirlik projesinin kendisini sürdürmesi mümkün değil.” şeklinde konuştu.
Oturumda konuşan Rönesans Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper ise konuşmasında odaklanılması gereken üç konu olarak iş sağlığı ve güvenliği, enerji tüketimi ve işletme süreçlerinin kesintisiz, kaliteli ve verimli olmasına dikkat çekti.
“Sürdürülebilirliğin Gayrimenkul Değerine Etkisi” başlıklı dördüncü oturumda Denge Değerleme tarafından hazırlanan “Yeşil Binalar Araştırma Raporu” paydaşlara sunuldu ve sertifikaların değere etkileri masaya yatırıldı. Araştırmanın içgörüleri; Yönetim Kurulu Üyesi Simla Budakoğlu yönetiminde Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Doğa Demirtaş, Gayrimenkul Geliştirme Uzman Yardımcısı Merve Kavi ve Gayrimenkul Geliştirme Uzman Yardımcısı Ezgi Zabun tarafından aktarıldı. Öncelikle İstanbul ofis bölgelerinin LEED sertifikasyon analizi ve bazı önemli projelerin özellikleri, kullanılan sistemler ve enerji verimlilik yüzdeleri ele alındı. Devamında bir süredir saha gezileri gerçekleştirilen ve çeşitli analizleri yapılmış olan bir konvansiyonel ve bir yeşil ofis binasının değer karşılaştırılması gerçekleştirildi. LEED sertifikalı binada yer alan inovatif sürdürülebilir yöntemlerin yarattığı katma değerin yanı sıra önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak, Denge Değerleme tarafından belirlenen diğer önemli parametrelerin de sunulduğu bu panelde sertifikasyonun uzun vadeli projeksiyonlarda değere nasıl bir oranda etki ettiği gözlemlendi. Gelir Yaklaşımı dikkate alınarak hazırlanan araştırma, yeşil binalara oranla konvansiyonel binaların işletme giderlerinin ortalama %25 daha az olduğunu ortaya çıkarırken, bina yenileme maliyetlerinde de önemli avantajlar yarattığına dikkat çekti.
Zirvenin ikinci yarısında birbirinden değerli konukların ve konuşmacıların yer aldığı oturumlarla gayrimenkul sektöründe sürdürülebilir sağladığı katkılar değerlendirilmeye devam edildi.